ŞAKİR TARIM denizliagd@hotmail.com
20/03/2012 Çanakkale ve Milli Görüş18 MART 2012Birinci Dünya Savaşı ve onun içinde yer alan Çanakkale Savaşları, tarihin tabii seyri içinde gelişen olaylar değildir. Bu savaşların temelinde, emperyalist odakların "dünya hakimiyeti" sağlamayı amaçlayan menfur emelleri yatmaktadır. "Çanakkale 1915 - Buz Dağının Altı" adlı eserin sahibi ve 18 Mart Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. A. Mete Tunçova, "Çanakkale Savaşları'nın basit bir planın parçası olmadığı"nı söylemektedir. Bu değerlendirme Franklin Delano Roosevelt'in şu sözünü doğruluyor: "Siyasi olaylarda hiçbir şey tesadüfi değildir. Bir şey vuku buluyorsa, o hadisenin bu şekilde ortaya çıkacağının önceden planlandığından emin olabilirsiniz."Erbakan Hoca, "Siyonizm"i anlatan konuşmalarında şöyle derdi: "1. ve 2. Dünya Savaşlarını tezgahlayan Siyonistlerdir." Siyonistler, 1897'de, İsviçre'nin Basel şehrinde yapılan Siyonizm Kongresi'nde 4 temel hedef belirlemişlerdi. İlk 10 senede Sultan Abdülhamit'i tahttan indirdiler. 2. hedef olarak, 25 sene içinde Osmanlı'yı yıkmayı planladılar. İşte, o yıllar, bu planlarını uygulamaya başladıkları bir zaman dilimiydi.Siyonistlerin hedeflerine ulaşma aracı olarak gördükleri ülkelerde, lobi faaliyetleri yaptıklarını herkes biliyor. Sanayi devrimini yaparak ürettikleri silahları pazarlamak isteyen Batılı ülkeler, aralarındaki ticari rekabet yüzünden iki ayrı gruba ayrıldılar: İttifak ve İtilaf Devletleri. Bu rekabet, 1. Dünya Savaşı'nın çıkmasında en etkili unsurlardan biri oldu. Yaşadığı uzun savaş yılları sebebiyle yorulmuş ve fakir düşmüş olan Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmak istedi. Fakat, savaş devam ederken, İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale önlerine geldiler. Rusya'ya yardım etmek bahanesiyle Çanakkale'yi geçmek istediler. Savaşın Osmanlı topraklarını tehdit etmeye başlaması, Osmanlı'yı bir anda savaşın içine itti. Fransa ve Almanya'ya karşı, Almanya ile beraber hareket etmek zorunda bıraktı. 1. Dünya Savaşı'nın en çetin bölümü Çanakkale cephesinde cereyan etti.Bir ölüm kalım savaşıEmperyalist Batılılar, Akif'in "Karadan yol bularak geçmek için Marmara'ya" mısraında ifade ettiği üzere, Çanakkale'yi geçip Hilafet merkezi İstanbul'a yönelmek, oradan da Anadolu'ya açılmak istiyorlardı. Anadolu Osmanlı'nın ana gövdesiydi. Amaçları, Osmanlı topraklarını baştan başa paylaşmaktı.Fakat, bu onların hesabıydı. Bir de Allah'ın hesabı vardı: "Yerlerin ve göklerin bütün orduları Allah'ındır." (Fetih, 7) Onlar, Mehmetçiğin iman ve azminden habersizdi. Savaşın yaşandığı toprakların her metre karesine ortalama 6 bin mermi atılmış olmasına rağmen, Mehmetçik, ölüm yağdıran silahlara karşı bedenini siper etmiş, hudutsuz bir kan fedakarlığı karşılığında Çanakkale'yi "geçilmez" yapmıştı: "Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman!"Akif, Çanakkale'yi Bedir Savaşı ile karşılaştırır. Her ikisi de, Müslümanların varlık yokluk çizgisinde kazandıkları zaferlerdir. Bedir, Müslümanların ilk savaşıydı. Müşrikler, hem sayıca fazla, hem de azgın ve gözlerine kan bürümüştü. Amaçları, Müslümanları imha etmekti. Yenilgi olsaydı İslam'ın yayılış hızı kesilecekti. Onun için, Allah Rasülü (s.a.v) şöyle dua etmişti: "Yarabbi! Bu orduyu muzaffer kıl; eğer, bu ordu mağlup olursa, sana ibadet edecek bir topluluk kalmayacak." Çanakkale'de de benzeri bir durum söz konusuydu. Çanakkale geçilseydi, işgalciler imha ve katliama girişecekler, daha çok kan dökülecekti. İslam alemi büyük bir ümitsizlik ve inkıraz dönemine girecekti. Bu sebeple, Çanakkale Osmanlı'nın öncülüğünde geleceğimize sahip çıkma ve İslam ümmetinin kurtuluş destanıdır.Çanakkale, yenilmez bir iman ve azmin zaferidir. Her türlü imkansızlığa rağmen milletimizin yeniden şahlanışıdır. Her şeyin "bitti" sanıldığı bir zamanda şımarık sömürgecilere atılmış bir tokattır. Hakkı üstün tutanların meydana getirdiği bir harikadır. Hakk'ın batıla galebesidir. İman ve azmin karşısında batılın nasıl dize geldiğinin ilanıdır.Çanakkale'nin verdiği dersÇanakkale zaferimizden alacağımız o kadar çok ders var ki... Önce, en zor ve en ümitsizlik vadeden şartlarda, vatanımızın ancak milli ve manevi değerlere bağlılıkla koruyabileceğimiz iyice anlaşılmıştır. Özgürlük ve bağımsızlığımızın teminatı, Allah'a inanmış yanık yüreklerdeki şahadet özlemidir. Bu inanç olmadan hiç kimse en önemli varlığı olan canını feda edemez. Bu gerçek, Fransız Amiral Hamilton'un Mehmetçik için söylediği şu sözde ifadesini bulmaktadır: "Onlar namlunun ucuna baktıkları zaman cennetteki makamlarını görüyorlardı." Mehmetçiğin bir gül bahçesine girer gibi, kara toprağa girmeye razı olmasının sebebi budur.Milli Görüş hareketinin, 43 senedir "Önce ahlak ve maneviyat" diyerek milli ve manevi değerlerimizi dinamik tutmak için seferber olduğunu görüyoruz. Bu, Türkiye için büyük bir kazançtır. Çünkü biz, Çanakkale Zaferi'ni Milli Görüş'le kazandık. İnancımız, tarihimiz, özümüz ve aslımıza bağlı kalarak. Bugün de, yine Milli Görüş'ümüze sarılarak her türlü ifsadın önüne geçebilir, Siyonizm'in bütün oyunlarını bozabiliriz. Yabancılaşma cereyanları bu gücümüzü kırmaktadır. Yeniden Milli Görüş'e dönerek milli şuurumuzu daima uyanık tutmalıyız.İnanç ve kimliğimize uygun nesiller yetiştirmek zorundayız. Milli Görüş'ün muhterem lideri Prof. Dr. Necmeddin Erbakan'ın şu sözü ne kadar isabetlidir: "Bir milletin asıl gücü, ne topu, ne tankıdır; milli ve manevi değerlere göre yetişmiş inançlı evlatlarıdır." Çanakkale olayının bize verdiği en büyük ders, din ve vatan için gözünü kırpmadan, her türlü fedakarlığı yapabilecek fedakar nesillerle geleceğimizi koruyabileceğimizi hatırlatmasıdır. Milli birlik ve bütünlüğümüzü tehdit eden her türlü yabancılaşma, yozlaşma ve kavmiyetçilik gibi ifsat edici hareketlere karşı uyanık olmamız gerekmektedir. Çünkü, "Su uyur, düşman uyumaz."Çanakkale Deniz Zaferimizin 97. yılında, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyor, yeni nesillerin, şehitlerimize layık evlatlar olarak yetişmelerini temenni ediyorum.
|
Günümüze Asr-ı Saadet modeli
- 17/04/2013
|
Günümüze Asr-ı Saadet modeli
|
|
Bu ne büyük azim ve mücadele Yarabbi!
- 11/03/2013
|
Bu ne büyük azim ve mücadele Yarabbi!
|
|
AGDnin yanında yer almak
- 31/01/2013
|
AGDnin yanında yer almak
|
|
AGD'li lise başkanlarının Kızılcahamam çıkarması
- 17/12/2012
|
AGD'li lise başkanlarının Kızılcahamam çıkarması
|
|
Hicret, zafere inanıp hedefe kilitlenmektir
- 15/11/2012
|
15 Kasım 2012... Yeni bir hicri yılın ilk günü... Yani, 1 Muharrem 1434... Ayın hareketlerini esas alan takvimin başlangıcı.
|
|
Hakbatıl mücadelesi ve Gizli Dünya Devleti
- 15/10/2012
|
Allahü Teala insanı akıl, irade, hissetme gibi cevherlerle donatmıştır
|
|
Salih Mirzabeyoğlu'nu tanır mısınız?
- 13/09/2012
|
Asıl ismi Salih İzzet Erdiş... 1950 Erzincan doğumlu... İlk ve ortaöğrenimini Eskişehir'de tamamladı. Lise yıllarında, daha 15 yaşında iken Necip Fazıl'la tanıştı
|
|
Ey Müslümanlar! Mahşerde mi uyanacaksınız?
- 15/08/2012
|
İslam dünyası yine perişan. Acı ve zulümler hız kesmeden devam ediyor. Mazlumların feryadı arşa yükseliyor.
|
|
Mesaj öne çıkmalı
- 04/07/2012
|
Sosyal hayatı ilgilendiren çalışmalarda şahıslar değil; insanlara ders ve ibret olacak konular, yani mesaj öne çıkarılmalıdır.
|
|
Tarih, Fetih'le yeniden canlandı
- 31/05/2012
|
Tarih, Fetih'le yeniden canlandı
|
|
Tarih, Fetih'le yeniden canlandı
- 31/05/2012
|
Tarih, Fetih'le yeniden canlandı
|
|
İdeal toplum Asrı Saadet
- 10/04/2012
|
Diyanet İşleri Başkanlığı, 14 - 20 Nisan arasındaki bir haftayı "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan ederken; Anadolu Gençlik Derneği de Nisan ayını "Asrı Saadet Etkinlikleri" ile değerlendiriyor.
|
|
İdeal toplum Asrı Saadet
- 10/04/2012
|
Diyanet İşleri Başkanlığı, 14 - 20 Nisan arasındaki bir haftayı "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan ederken; Anadolu Gençlik Derneği de Nisan ayını "Asrı Saadet Etkinlikleri" ile değerlendiriyor.
|
|
İdeal toplum Asrı Saadet
- 10/04/2012
|
Diyanet İşleri Başkanlığı, 14 - 20 Nisan arasındaki bir haftayı "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan ederken; Anadolu Gençlik Derneği de Nisan ayını "Asrı Saadet Etkinlikleri" ile değerlendiriyor.
|
|
Bu ne sevgi Yarabbi!
- 28/02/2012
|
Tarih, 27 Şubat 2011... Erbakan Hoca'nın vefat günü...
|
|
Bu ne sevgi Yarabbi!
- 28/02/2012
|
Tarih, 27 Şubat 2011... Erbakan Hoca'nın vefat günü...
|
|
Şu bizim kadınlar !
- 16/02/2012
|
Kadın konusu, Türkiye'de hiç gündemden düşmeyen tartışma konularından biri.
|
|
Şu bizim kadınlar !
- 16/02/2012
|
Kadın konusu, Türkiye'de hiç gündemden düşmeyen tartışma konularından biri.
|
|
Şu bizim kadınlar !
- 16/02/2012
|
Kadın konusu, Türkiye'de hiç gündemden düşmeyen tartışma konularından biri.
|
|
Şu bizim aydınlar !
- 03/02/2012
|
Tanzimat Dönemi'nden itibaren ülkesinin değerlerine ve hayat tarzına yabancılaşan bir aydın tipi türedi.
|
|
Gurbetçinin gözü ülkesinde
- 17/01/2012
|
Almanya'nın Nürnberg şehrinde bulunduğum günlerde, çevredeki bazı şehir ve yerleşim yerlerini de dolaşma fırsatı buldum.
|
|
Vefatının 75. yılı anısına 1873 1936 İslam alemi ve Akif
- 09/01/2012
|
Toplum, öncüleri ile ayakta durur. Onlar, insanların dertleriyle dertlenir, problemlerinin çözümü için kafa yorarlar. İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif işte bu çeşit mümtaz şahsiyetlerdendir
|
|
Öğretmen ve sorumluluk
- 26/11/2011
|
"Öğretmenlik" nedir, sorusuna "insan yetiştirme sanatıdır" şeklinde cevaplandırmak oldukça isabetli olur, diye düşünüyorum. Süt pişirilerek içilir. Ya anne sütü? Onun da bir sıcaklığı vardır ama, kaynatılmış değildir.
|
|
5. büyük ilçemiz Çorlu
- 30/10/2011
|
Anadolu Gençlik Derneği Tekirdağ Şube Başkanım Özcan Akçaçakır ve Çorlu Temsilcilik Başkanım Süleyman Türker Beyler'in daveti üzerine Çorlu'daydım
|
|
|