ŞAKİR TARIM
denizliagd@hotmail.com
Günümüze Asr-ı Saadet modeli
17/04/2013 Toplum olarak yaşadığımız problemlere şöyle bir göz atınız! Aile facialarından toplumsal çözülmelere kadar pek çok problemle karşı karşıya kalacaksınız. Sonra da tarihe bir yolculuk yapıp son peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) öncesi dünyanın durumunu hatırlayınız: Zayıflar eziliyor, güç ve otorite sahipleri baş tacı ediliyor, insan onuru ayaklar altına alınıyor. İnsanlık huzur ve barışın hasreti içinde... Herkes, kurtarıcı bir el beklemekte... O gün ile bugün arasındaki benzerlikleri fark ediyor musunuz? O gün Allahü Tealâ peygamber göndererek kullarını ferahlatıyor ve rahmetini indiriyor. Kutlu mesaj, Nur dağındaki Hira mağarasından dalga dalga yayılmaya başlıyor: “Oku, seni yaratan Rabbinin adıyla!..” (Alâk, 1) Artık, İslâmiyet güneşi doğmuş, ilâhî nur insanlığın istifadesine sunulmuştur. İlk mesaj, insanlığın kurtuluşunun “ilim”le olacağını müjdeliyor. İlmin kaynağı ise Allahü Tealâ!.. “İlim” O’nun (c.c.) sıfatı. “El-Alîm” güzel isimlerinden biri… “Her şeyi hakkıyla bilen” anlamında. Onun için ilim öğrenmeye Allah’ın ismi -besmele- ile başlanması isteniyor. Oku, ilim öğren ama ilmin sahibini unutma!.. Besmele, ne büyük rahmet! Gam ve kasaveti dağıtıyor; meltem rüzgârları misali insanda ferahlık oluşturuyor. İlim adamları, besmele ile içilen suyun molekül yapısının değiştiğini açıklıyorlar. Besmeledeki sırrı anlayabilseydik, her işimize “besmele” ile başlamayı ihmal etmezdik. Kur’an-ı Kerim’deki surelerin başlığının “besmele” oluşunu, 114 surede 114 besmelenin yer almasını sebepsiz mi sanıyorsunuz? Allah’ı tanımadan öğrenilen bilgi ile saadet ve huzura ulaşamazsınız!
Besmele ile kurulan toplum Allah tarafından elçi olarak görevlendirilen kutlu Nebi (s.a.v) tebliğ ve davete başladı. İnsanlar arasında ayrım yapmadı. İslâm davetini en yakınlarından başlattı. Her ırk ve renkten insana mesajını ulaştırmaya çalıştı. Tatlı dil, güler yüz ve yumuşak bir üslup kullandı. Çünkü, Rabbimizin buyruğu şöyleydi: “(Rasülüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle davet et ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!” (Nahl, 125) Hakkın kendi içinde kabul ettirme gücü var. Allah Rasülü’nün (s.a.v) tebliğ ve daveti meyvesini veriyor, insanlar bölük bölük İslam’a koşuyordu. Kalbler yumuşuyor, kin, nefret ve intikam duygularının yerini sevgi, şefkat, merhamet duyguları alıyordu. Herkes, aynı zamanda kardeşi için yaşıyordu: “Müminler ancak kardeştirler.” (Hucurat, 13) “Kendiniz için istediğiniz iyilik ve güzellikleri Müslüman kardeşiniz için de istemedikçe kâmil mümin olamazsınız.” (Buharî) Allah Rasülü (s.a.v) Kur’an-ı Kerim ölçüleri ile bir toplum, bir medeniyet inşa ediyordu: Sevgi medeniyeti, gül medeniyeti… İnsanlık böylece, kişinin yapı ve yaratılışına uygun olan yaşanmaya değer bir hayatın ne olduğunu görüyordu. Allahü Teala, Efendimizi (s.a.v) insanlığa örnek olarak seçmişti: “Andolsun ki, Allah’ın Rasülü, sizin için, Allah’ı ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab, 21) “Üsve-yi hasene” -en güzel hayat modeli- olarak anlatılan Allah Rasülü (s.a.v) hayatın her alanında eşsiz insan örneğidir. O, bir tebliğ ve davetçi, bir din önderi, Asr-ı Saadet toplumunu inşa eden bir kurmaydır. İdeal bir eş, şefkatli bir baba, insanlar arasında geçimli bir kişi, gelmiş geçmiş en büyük eğitimci, bir ıslahatçı, bir cihat peygamberidir. Aklımıza gelen her alanda insanlığın ufku O’dur (s.a.v). Bu anlayışla, dünyanın en vahşi toplumundan, dünya durdukça insanlığa örnek olacak Asr-ı Saadet toplumunu çıkarmayı başarmıştır.
Rahmet ve Cihat Peygamberi Allah Rasülü (s.a.v) rahmet peygamberidir. Hem de “Âlemlere rahmet.” (Enbiya, 107) Kur’an-ı Kerim’in canlı ve yaşayan örneği, o yüce Rasül’ün (s.a.v) hayatıdır. Peygambere itaat, Allah’a itaattir. Çünkü, O’nu (s.a.v) peygamber olarak görevlendiren yüce Rabbimizdir: “De ki: Eğer, Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Ali İmran, 31) “Kim bana itaat ederse, Allah’a itaat etmiş olur. Kim bana isyan ederse, Allah’a isyan etmiş olur.” (Buharî) Allah Rasülü (s.a.v) aynı zamanda cihat peygamberidir. İyiliklerin yayılması, kötülüklerin ortadan kaldırılması için mücadele vermiştir; ifsada uğramış toplumun ıslahı için çalışmıştır. Efendimiz (s.a.v) vefat etti, ama Allah’tan getirdiği Kur’an-ı Kerim ve mübarek sünneti bütün tazeliği ile elimizdedir. O (s.a.v), Allah’ın dini hâkim olsun, diye cihat etmiş, İslâm’ın iyilik ve güzelliklerini bütün insanlığa ulaştırmıştır: “Namaz dinin direği, cihat ise ibadetlerin zirvesidir” buyurmuştur. İslâm dininde cihat, İslâm’ın öğrenilmesini, yaşanılır hale getirilmesini, gelecek nesillere aktarılmasını ve İslam’ın iyilik ve güzelliklerinin bütün insanlığa ulaştırılmasını amaçlar. Asr-ı Saadet modelinin günümüze taşınmasının yolu budur. Cihat en büyük ibadettir. Çünkü, İslâm nimetinin bütün insanlığa ulaşmasını sağlar. İnsanlığa dünya ve âhiret saadetinin yolunun açılması, cihat ibadetinin yapılmasına bağlıdır: “Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak ticareti size göstereyim mi? Allah’a ve Rasülü’ne inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihat edersiniz. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, size zemininden ırmaklar akan cennetlere, Adn cennetlerindeki güzel meskenlere koyar. İşte, en büyük kurtuluş budur. Seveceğiniz bir şey daha var: Allah’tan yardım ve yakın bir fetih. Müminleri (bunlarla) müjdele!” (Saff Suresi, Ayet 10-13) |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Mekkenin Fethi ve Secdedeki İzzet - 23/12/2015 |
Mekkenin Fethi ve Secdedeki İzzet |
Din eğitimi vazgeçilmez ihtiyaçtır - 25/09/2014 |
Din eğitimi vazgeçilmez ihtiyaçtır |
Köseler’deki 14 Madencinin Hazin Öyküsü - 23/05/2014 |
Köseler’deki 14 Madencinin Hazin Öyküsü |
Mekkenin Fethi ve Secdedeki İzzet - 04/03/2014 |
Gençliğin mânevî sigortası: Anadolu Gençlik - 27/12/2013 |
Gençliğin mânevî sigortası: Anadolu Gençlik |
Türkçe ezan macerası - 21/11/2013 |
Türkçe ezan macerası |
Gurbette Müslüman olmak - 03/10/2013 |
Gurbette Müslüman olmak |
Kur’an ayında Kur’an’ı yaşamaya var mısınız? - 16/07/2013 |
Kur’an ayında Kur’an’ı yaşamaya var mısınız? |
Ayasofya ibadete açılsın! - 16/05/2013 |
Ayasofya ibadete açılsın! |
Devamı |